İnteraktif Projeler Neden Zamanında Yetişmez?

uuuİnteraktif uygulamalar ya da oyunlar genellikle süreli olarak yayında kalan işlerdir. Projeler bir kere yayına alınırlar ve kampanya bitimiyle birlikte rafa kaldırırlırlar. Bu tarz projelerinin ortaya çıkma süreci ideal koşullarda şu adımlardan oluşmalıdır: Fikir şekillenir, projenin maketi hazırlanır, tasarım gerçekleştirilir ve son adımda yazılım süreci ile proje neticelendirilerek yayına alınır.

İnteraktif projeleri incelediğimizde hemen hemen hepsinin istenilen bitiş süresinde tamamlanamadığını hatta bazılarında ciddi aksamalar olduğunu görmekteyiz. Süreçleri detaylandırdığımızda aşağıdaki aksaklıklar göze çarpmaktadır.

Ayağından bağlasan ipini koparabilecek uçuk fikirler

“Bu proje öyle farklı olmalı, öyle acayip olmalı ki insanlar ilk duyduklarında neye uğradıklarını şaşırmalı” denilerek yola çıkılan projeler genellikle bir dünya emeğin boş yere heba olmasına neden olmaktadır. Fikir aşamasında odaklanılması gereken iki ana nokta vardır: Amaç ve gerçeklenebilirlik. Amaç çok net çizgilerle belirlenmeli, fikir bu çizgiler içerisinde yaratılmalı ve gerçeklenebilirliği fikrin doğum aşamasının her noktasında sorgulanmalıdır.

Proje yöneticilerinin uzaylı olması ve ekibe sadece “ben dostum” demesi

Proje yöneticilerinin ekipteki her çalışanın konuştuğu dili bilmesi gerekir. İş gücünün bir kısmınıda diller arasında çevirilere harcamalıdır. Tasarımcılar, yazılımcılar, teknik ekip, müşteriler arasındaki tüm konuşmalar ve yazışmalar yöneticinin üzerinden gerekli çeviriler, düzenlemeler ve filtrelemeler yapıldıktan sonra ilgili taraflara iletilmelidir. Eğer yönetici bu noktalara yeterince hakim olamassa projenin istenilen sürede planlandığı gibi yayına çıkması zorlaşmaktadır.

Tasarımcıların projeyi “6 günde ben yarattım” havası

Projelerin son kullanıcı tarafında nihai görünen kısmı tasarımcıların elinden çıkmış görsel çalışamalardır. Bu da tasarımcıları “ben yarattım” havasına sokmaya yetmektedir. Tasarımcıların projeye kullanılabilirlik ve uygulanabilirlik açısından yaklaşmadığı sürece ortaya koydukları görsel çalışmanın ne kadar sanatsal ve estetik olduğunun bir önemi yoktur. Çalışmalarını şu sorular eşliğinde yürütmelidirler: Tasarımın çıktısı sabit diskte ne kadar yer kaplar? Tasarım parçalanıp istenilen geliştirme ortamına aktarılabilir mi? Animasyonlar ne kadar işlem gücü gerektirir? Vb.

Yazılımcıların her birinin farklı bir psikolojik vaka örneği olması

Psikolojik sorunları olanlar mı yazılımcı olur yoksa yazılımcılar mı sonradan psikolojik sorunlara sahip olur. İşin içinden çıkabileceğimizi sanmıyorum. Yazılımcı bazen 5 günlük işi 1 günde yaparken bazen de 1 günlük işi 5 günde yapabilmektedir. Kodlamak ile insanın en temel bir kaç ihtiyacından biri olan üremek arasında bir benzerlik olduğuna inanıyorum. Yazılımcılar genellikle sosyal olamadıkları ya da insanları sevmedikleri için kendilerini bilgisayara hapsedebilmektedirler. Yazılımcıların kodlayarak ortaya çıkarttıkları programlar, onların üreme ihtiyaçlarını bir nebze çözmektedir. Ortaya çıkan uygulama onların çocuğu gibidir. Ona hayat öpücüğünü yazılımcı vermiştir. Yazılımcılarla anlaşmak ve çalışmak iyi yönetilmesi gereken zorlu bir süreçtir.

Projenin işlevinden çok boyuna odaklanılması

Proje geliştirilme aşamasındayken her şey istenildiği gibi gitmez. Mutlaka revizyonlar, eksikler, fazlalar ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda adım adım işleyen süreçler tamamen birbirine girer. Bir de projenin yayına alınmasına az bir süre kalmışsa arap saçından farksız bir ortam oluşur. İşte bu noktada mühendis bakış açısıyla olaya yaklaşmak ve yapılabilecek olanın en iyisini en az kaynakla ortaya çıkarma üzerine plan yapmak gerekir. Eğer bu süreçte ayrıntılara odaklanılıp, işlevsellikten uzaklaşılırsa kaos içinde kaos vakalarına rastlayabiliriz.


 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir